5 Aralık 2013 Perşembe

Istiyorum

Uzun süredir hiçbir şeye kafamı veremiyorum, anahtarlarımı kaybediyorum, oturduğum yerde uyuyakalıyorum, sınavlarda çuvallıyorum. Tüm "gay daying" uygulamalarından, çirkin ve üç katım yaşındaki adamlardan penis fotoğrafları almaktan nefret ediyorum. Boş zamanlarımda -her saniyemi boş zaman ilan ettim- o çok nefret ettiğim gay dating uygulamalarında mesaj kutumu kontrol ediyorum -dün akşam tüm profillerimi kapattım, mutluyum- ya da tavana bakıyorum. Evet bildiğiniz gözümü tavana dikip bekliyorum, tavanımdaki birçok sıva hatasını ve boya topaklarını keşfettim. Ama iki hafta önce güzel birşey oldu. Biriyle konuşuyorum. İlk kez karşımdaki insanın ciddiyetine bu kadar inanıyorum, bana yaklaşımını sevecen, mesafeli ve aynı zamanda istekli buluyorum. Ama aklımda soru işaretlerim var. Benden büyük, deneyimleri var, yakışıklı, eminim her açıdan daha olgun. Ona çocuksu gelir miyim? Onu etkileyen düşüncelerim beni sevebilmesi için gerçekten yeterli mi? Onu ne kadar görebilirim? Dışarıda tanıdığım biri görürse "kuzenim" yalanı ne kadar geçerli olur?.. Ama yaşayabileceğim güzel günleri düşündükçe her şeyi kenara koyup hayal kuruyorum. Sevgisini hissettirebileceğini düşünerek mutlu oluyorum. Sarılmak istiyorum. Öpmek istiyorum. Uçuyorum. 

6 Ekim 2013 Pazar

Beni Bana Anlatan


Sanırım ondan önce de anlamıştım bu olmadığımı. Ama şimdikinden daha çocuktum; bilemiyordum, anlamıyordum. Beşinci sınıfta okul değiştirdiğimde yeni sınıfımda tanıştığım kaynaştığım ilk kişiydi Zehra. 'Çok cool' arkadaşlarımın aksine ince sesim, konuşmam ve kısacık kesilmiş saçlarımla uğraşmayan nadir insanlardandı. Onun yanında her zaman rahat hissettim kendimi, o zamanlarda önemli bulduğum, düşündüğüm, üzüldüğüm, sevindiğim her şeyimi anlattim ona; o da bana. Tanışmamızın üzerinden 1 sene geçtiğinde -muhtemelem hormonlar harekete geçince- grubumuzdan ayrıldık, sinemalara beraber gitmeye, bahçede beraber yürümeye başladık.  Etrafımda herkesin sevgilisi olmaya başladı -e artık benim de olmalıydı- ve Zehra'ya 'Sevgilim olur musun' dedim. Zehra artık benim sevgilimdi ama ters giden bazı şeyler vardı. Hayallerimde, ona sarıldığımda, onu öptüğümde aklımda olan insan Zehra değil Orhan'dı. E okadarda salak değilim, anladım gay'dim ben. Başta çözümü sadece Zehra'yla arama mesafe koymakta buldum. Ama kafayı yemek üzereydim; gün geçtikçe Orhan'la daha çok zaman geçiriyor, hem kendimi hem de Zehra'yı kandırarak ikimize de büyük haksızlık yaptığımı düşünüyordum -çünkü biliyodumki Zehra hala beni seviyordu. İkinci çarem Zehra'dan tamamen uzaklaşmak olmuştu. Başarısız oldum. Ben ondan bir adım uzaklaştıkça o bana iki adım yaklaşıyordu. Zamanla mesafeyi kapattı ve içime girmeye çalıştı. Benimle olsa daha çok üzülecekti, ayrıldım. Birbirimize çocukça hakaretler ettik, herkesin önünde saçma kavgalara girdik. Bir senenin sonunda her an aynı ortamda olmanın zorunluluğuyla birbirimizle konuşmaya başladık. Tekrar denemek istediğinde kesin bir dille reddettim, birdaha konuyu açmadı. Evet onu arkadaş olarak çok sevdim ama elimde olmadan çok üzdüm. Herşeye rağmen yaptıklarıma dair tek pişmanlığım şehirlerimiz ayrılırken -2 senedir görmedim muhtemelen birdahada görmem- 'Sana son kez sarılıp hoşçakal diyebilir miyim?' dediğinde ondan kaçmam oldu. Biri size 'Hoşçakal' demek istediğinde çok kızgın değilseniz kaçmayın. İleride sarılıcak birini aradığınızda -ve öyle biri olmadığında- acaba ben de onu boyle bir şekilde mi bıraktım der, kendinizi boş yere parçalarsınız. En azından ben son 1 haftadır öyle yapıyorum.

       (Bukadarda küçük değildik 😁)

30 Eylül 2013 Pazartesi

Merhaba!

Öncelikle herkese merhaba! Adımdan da anlaşılacağı gibi lise öğrencisi homoseksüel bir erkeğim. Bu bloğu neden açtım bilmiyorum ama sanırım aileme, arkadaşlarıma anlatamadığım; içimde gün geçtikçe ağırlaşan yüklerimi biraz hafifletmek istiyorum. Yani elemimi kederimi artık size dökeceğim diyebiliriz! :)
Biraz zaman ayırıp okur, yazış tarzım ve yaşadıklarım hakkındaki yorumlarınızı benden esirgemezseniz çok mutlu olurum :) Hepinize şimdiden teşekkür ederim, hoşgeldim! :)